Research Article
Sahra Kırmusaoğlu
Ortadogu Tıp Derg, Volume 9, Issue 1, pp. 28-33
ABSTRACT
Aim: This study was performed to compare MtP, TM and CRA screening methods used for the detection of biofilm formation by Staphylococcus spp. such as Staphylococcus aureus and Staphylococcus epidermidis of which treatment can be impossible and hard, and infections such as host and indwelling device-associated infections can be recurrent.
Materials and Methods: In this study 121 isolates were used and MtP method was used as gold standart method. Sensitivity, specificity, positive predictive value and negative predictive value parameters were calculated.
Results: The sensitivity, specificity of TM and CRA methods were 97%, 100% and 87%, 94%, respectively.
Conclusion: This study revealed that TM is more reliable method than CRA method. TM can be recognized as the main screening method for the identification of biofilm producer bacteria in the laboratories. By the usage of reliable biofilm detection method, wrong diagnosises and recurrent infections can be prevented.
Keywords: Biofilm formation, Staphylococcus epidermidis, Staphylococcus aureus, Microtiter plate method, Tube method, Congo red agar method
ÖZ
Amaç: Bu çalışma, tedavileri imkansız ve zor olan, konak ve yabancı cisim ilişkili infeksiyonlar gibi tekrarlayabilen infeksiyonları olan Staphylococcus aureus and Staphylococcus epidermidis gibi Stafilokoklar tarafından oluşturulan biyofilmin belirlenmesinde kullanılan MtP, TM ve CRA tarama metotlarını kıyaslamak için gerçekleştirildi.
Yöntem ve Gereç: Bu çalışmada, 121 izolat kullanıldı ve altın standart metot olarak MtP metot kullanıldı. Sensitivite, spesifisite, pozitif tahmin değeri ve negatif tahmin değeri parametreleri hesaplandı.
Bulgular: TM ve CRA metotlarının sensitivite, spesifisiteleri, sırasıyla %97, %100 ve %87, %94 dür.
Tartışma: Bu çalışma Tüp Metodun CRA metottan daha güvenilir olduğunu gösterdi. TM, laboratuvarlarda biyofilm oluşturan bakteri identifikasyonu için ana tarama testi olarak tavsiye edilebilir. Güvenilir biyofilm belirleme metodunun kullanımı ile yanlış tanılar ve tekrarlayan infeksiyonlar önlenebilir.
Keywords: Biyofilm oluşumu, Staphylococcus epidermidis, Staphylococcus aureus, Mikrotitre plak methodu, tüp metodu, kongo kırmızısı agar metodu
Research Article
Ayşegül Dokutan, Demet Hacıseyitoğlu, Yasemin Çağ, Elvin Pazar Yıldırım, Ayşe Batırel, Serdar Özer, Nevriye Gönüllü
Ortadogu Tıp Derg, Volume 9, Issue 1, pp. 19-23
ABSTRACT
Introduction-Purpose: Having detected linezolid resistance in a number of staphylococcal strains isolated from clinical specimens in our hospital, in this study, we aimed to investigate the resistance profile of staphylococci to linezolid and other antimicrobial drugs.
Materials and Methods: A total of 883 staphylococcal strains isolated in the Clinical Microbiology Laboratory taken from various clinical specimens from hospitalized patients in Kartal Dr. Lutfi Kirdar Training and Research Hospital from 1 January 2014 to 31 March 2015 were included in our study. Antimicrobial susceptibilities of these isolates were tested by VITEK2 Automatized System (bioMérieux, France) in addition to conventional methods. The detection of the strains identified as linezolid-resistant was confirmed by Antibiotic Gradient Test (E-Test, bioMérieux, France).
Results: Out of the 883 staphylococcal isolates, 183 (20.7%) and 700 (79.3%) were identified as S.aureus and coagulase-negative staphylococci (CNS), respectively. Among them, 14.1% were isolated from intensive care unit (ICU) patients, 79.9% were isolated from blood specimens. Thirty-four per cent of 183 S.aureus isolates and 79% of 700 CNS isolates were found to be methicillin-resistant. Among 125 CNS blood isolates from ICU patients, three (2.4%) isolates were resistant to linezolid. While two of these isolates were methicillin-resistant S.epidermidis, the third isolate was methicillin-resistant S. hominis.
Conclusion: Although the rate of resistance to linezolid, an antibiotic used clinically in our country since 2005, appears to be low, it has a potential to increase. Therefore, investigation into resistance is suggested, particularly in case of long-term linezolid use and unresponsiveness to treatment.
Keywords: Staphylococcus aureus, coagulase negative staphylococci (CNS), linezolid, resistance
ÖZ
Amaç: Bu çalışmada, hastanemizde klinik örneklerde üreyen bazı stafilokoklarda linezolide direnç tespit edilmesi üzerine, linezolide ve diğer antibiyotiklere direnç durumunu araştırmayı amaçladık.
Gereç ve Yöntemler: 1 Ocak 2014-31 Mart 2015 tarihleri arasında, Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji laboratuvarında, yatan hastalara ait çeşitli klinik örneklerden izole edilen toplam 883 stafilokok suşu çalışmaya alınmıştır. Suşların antibiyotiklere duyarlılıkları geleneksel yöntemlere ilaveten VITEK2 Otomatize Sistemi (bioMérieux, Fransa) çalışılmıştır. Linezolide dirençli olduğu saptanan suşlar antibiyotik gradient test (Etest, bioMérieux, Fransa) ile doğrulanmıştır.
Bulgular: Sekiz yüz seksen üç stafilokok suşunun 183’ü S.aureus (%20,7) ve 700’ü koagülaz negatif stafilokok (KNS) (%79,3) olarak identifiye edilmiştir. Bu suşların %14,1’i yoğun bakım ünitesi (YBÜ) kökenli olup %79,7’ü kan örneklerinden izole edilmiştir. Yüzseksenüç S.aureus suşunun %34’ ü ve 700 KNS suşunun %79’u metisiline dirençli olarak bulunmuştur. YBÜ’nde yatan hastaların örneklerinde üreyen 125 KNS suşu arasından kanda üreyen 3 suşta (%2,4) linezolid direnci saptanmıştır. Bu suşlardan 2 tanesi metisiline dirençli S.epidermidis, 1 tanesi metisiline dirençli S. hominis olarak tanımlanmıştır.
Sonuç ve yorum: Ülkemizde 2005 yılından beri kullanımda olan bu antibiyotiğe direnç düşük gibi görünse de direncin artma ihtimali mevcuttur. Bu nedenle, uzun süreli kullanımlarda ve klinik yanıt elde edilmediği durumlarda direnç takibinin yapılması uygun olacaktır.
Keywords: Staphylococcus aureus, koagülaz negatif stafilokok (KNS), linezolid, direnç
Research Article
Salih Cesur, Özlem Kurşun, Deniz Aylı, Göknur Yapar Toros, Nilgün Altın, Sami Kınıklı, İrfan Şencan
Ortadogu Tıp Derg, Volume 8, Issue 4, pp. 177-181
ABSTRACT
Objective: In this study, it was aimed to determine nasal Staphylococcus aureus (S. aureus) carriage ratio of outpatients undergoing hemodialysis because of chronic renal failure and mupirocin, fucidic acid, trimethoprim-sulfamethoxazole susceptibility of isolated strains.
Material-Method: One hundred ten adult hemodialysis patients (56 females [51%], 54 [49%] males) were included in the study. Nasal swab samples obtained from the patients were inoculated into mannitol salt agar (Oxoid, UK) and oxacillin resistance screening agar (ORSAB, Oxoid, UK) respectively and simultaneously. Colonies that grew on the petri dishes were identified with convantional methods. Meticillin resistance was verified using cefoxitin disk with disk-diffusion method. Mupirocin, fucidic acid and trimethoprim-sulfamethoxazole (TMP/SMX) susceptibility of isolated strains were determined with disk-diffusion method in accordance with recommendations of Clinical and Laboratory Standards Institute (CLSI.)
Results: Among 110 patients included in the study, methicillin-sensitive S. aureus (MSSA) nasal carriage was found in 20 (18%) and methicillin-resistant S. aureus (MRSA) carriage was found in 5 (4.5%). Total S. aureus nasal carriage was found to be 22.7% (25/110). While the susceptibility of MRSA strains was found as 1 resistant strain for mupirocin, 2 resistant strains for fucidic acid, 2 resistant strains for TMP/SMX for MSSA, there was 1 resistant strain for fucidic acid and no resistant strains for mupirocin and TMP/SMX.
Conclusion: Nasal S.aureus carriage ratio was found to be lower when compared with other reports fromTurkey. Besides, mupirocin, fucidic acid and TMP/SMX susceptibility of isolated strains was also found to be lower. We concluded that determining the antibiotic susceptibility of the strains will increase the success to the goal of eradicating the nasal carriage in outpatients undergoing hemodialysis.
Keywords: Hemodialysis patients, Staphylococcus aureus, nasal carriage, mupirocin, fusidic acid, trimetoprim-sulfamethoxazole
ÖZ
Amaç: Bu çalışmada kronik böbrek yetmezliği nedeniyle ayaktan takip edilen hemodiyaliz hastalarında Staphylococcus aureus (S. aureus) nazal taşıyıcılığı oranlarının yanısıra izole edilen suşların mupirosin, fusidik asit ve trimetoprim-sulfametoksazol duyarlılıklarının belirlenmesi amaçlandı.
Gereç-Yöntem: Çalışmaya 56 (%51) kadın, 54 (%49) erkek olmak üzere toplam 110 erişkin hemodiyaliz hastası dahil edildi. Hastalardan alınan nazal sürüntü örnekleri sırasıyla mannitol salt agar (Oxoid, UK) ve oksasilin direnci tarama agar (ORSAB, Oxoid, UK) besiyerlerine eş zamanlı olarak ekildi.
Besiyerinde üreyen koloniler konvansiyonel yöntemlerle (Gram boyama, katalaz ve koagülaz testleri ) tanımlandı. Metisilin direnci sefoksitin diski kullanılarak disk-difüzyon yöntemiyle doğrulandı. İzole edilen S. aureus suşlarında mupirosin, fusidik asit ve trimetoprim-sulfametoksazol (TMP-SMZ) duyarlılıkları Clinical and Laboratory Standards Institute (CLSI ) önerileri doğrultusunda disk-difüzyon yöntemiyle belirlendi.
Bulgular: Çalışmaya alınan toplam 110 hastanın 20’sinde (% 18) metisiline duyarlı S.aureus (MSSA), 5’inde ( %4.5 ) ise metisiline dirençli S. aureus (MRSA) burun taşıyıcılığı saptandı. Toplamda S. aureus nazal taşıyıcılığı oranı ise %22.7 (25/110) olarak belirlendi.
İzole edilen MRSA suşlarının mupirosin, fusidik asit ve trimetoprim-sulfametoksazol (TMP-SMZ) duyarlılıkları sırasıyla; mupirosine 1, fusidik aside 2, TMP-SMZ’ye 2 dirençli suş saptanırken, MSSA suşlarında fusidik asite dirençli 1 suş saptanırken, mupirosin ve TMP-SMZ’ye dirençli suş saptanmadı.
Sonuç: Ayaktan takip edilen hemodiyaliz hastalarında S. aureus nazal taşıyıcılık oranları ülkemizde bildirilen oranlara kıyaslandığında daha düşüktü. Ayrıca izole edilen S. aureus suşlarında mupirosin, fusidik asit ve TMP-SMZ direnç oranları da düşük olarak belirlendi.
Hemodiyaliz hastalarında nazal taşıyıcılığın eradikasyonu planlandığında izole edilen suşların antibiyotik duyarlılıklarının saptanmasının eradikasyon başarısını artıracağı görüşündeyiz.
Keywords: Hemodiyaliz hastaları, Staphylococcus aureus, nazal taşıyıcılık, mupirosin, fusidik asit, trimetoprim-sulfametoksazol